Prince of Persia’nın varisi olarak adını duyurduğu oyun dünyasında, geride kalan iki oyunla en iyiler arasına girmeyi başaran Assassin’s Creed serisi yeni oyunu Brotherhood ile bir kez daha bizlerle. Yeniden Ezio karakterine bürüneceğimiz bu macera ikinci oyuna oranla devrim yaratmasa da, onun başarısını kararlılıkla takip ediyor.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ezio’nun Dönüşü
Yeni bir tarihsel devir yerine, Brotherhood ikinci oyunun bittiği noktadan başlıyor. Oyunda bu sefer maceramızın büyük bir bölümünü Roma şehrinde yaşıyoruz, zaten yapımcılar da oyun yayınlanmadan haftalar önce Roma şehrinin tanıtımını yapmaya başlamışlardı. Brotherhood’ta da tıpkı önceki iki oyunda olduğu gibi serinin asıl karakteri olan Desmond’ı yöneteceğimiz bölümler de bulunuyor. Bu sefer Desmond’la daha aktif bir rol üstlensek de, büyük ölçüde oyun Rönesans Roması’nda geçiyor.
Broterhood’un ikinci oyunun kaldığı yerden devam ettiğini söylemiştik. Geçen oyunun sonunda Vatikan’da Rodrigo Borgia ile yüzleştikten sonra, bu oyunda Monteriggioni’ye geri dönüyorsunuz. Bu yolculuk seriye yabancı kişiler için bir eğitim bölümü niteliğinde hazırlanmış ve amcanızı takip ederek duvarlara çıkıyor, bir takım platformlara tırmanıyor, kısaca Ezio’nun çevikliği ile tanıştırılıyorsunuz. Kasabanıza döndükten sonra birkaç eğitim görevi daha yapıyorsunuz ve Rodrigo Borgia’nın oğlu Cesare Borgia’nın kasabanıza saldırmasıyla nihayet gerçek anlamda oyuna da başlamış oluyorsunuz.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bu arada oyuna ilk başladığınızda Ezio’nun tam donanımlı ve zengin bir halde karşınıza çıktığını da hatırlatalım, fakat bu saldırının ardından her şeyinizi kaybediyorsunuz ve oyuna sıfır mal varlığı ve donanım ile başlıyorsunuz. Sanırım bütün oyun kahramanlarının kaderi bu. Örneğin hatırlarsanız Kratos da genelde God of War oyunlarında bütün güçlere sahip olarak başlar, ancak fazla bir süre geçmeden tüm güçlerini yitirirdi.
Bu saldırının ardından tüm her şeyini ve bazı sevenlerini yitiren Ezio bu kez Cesare’dan intikam almak için Roma’ya gelir. Oyunda Roma 12 bölgeye ayrılmış ve her bir bölge Borgia kuleleri tarafından gözlemleniyor. Bu kuleler, o bölgelerin Borgia’nın kontrolünde olduğunu gösteriyor. Bölgedeki kule yıkılmadığı sürece birçok asker ortalıkta dolaşıyor, çevredeki dükkanlar kapalı bir şekilde duruyor ve halk baskı içerisinde bir yaşam sürüyor. Kulenin komutanına suikast düzenleyip, ardından kuleyi tepeden tırnağa ateşe verdikten sonraysa kapalı olan dükkanların açıldığını fark ediyorsunuz. Ezio çevredeki demirci, banka, ahır ve daha birçok dükkanı yenileyerek gelirini arttırıyor. Benzer bir sistem hatırlarsanız geçen oyunda Monterriggioni üzerinden uygulanmıştı. Oyunda ne kadar dükkan açarsanız Ezio için o kadar kullanılabilir item ve yan gelir mevcut oluyor. Örneğin birçok terzi dükkanına sahip olursanız bıçak taşımak için daha fazla keseye ve başka itemlere sahip olabiliyorsunuz. Benzer şekilde daha çok bankaya sahip oldukça Ezio hesabında daha çok para biriktirebiliyor.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Yeri gelmişken Borgia kulelerinin oyunda önemli bir rolü olduğunu, ancak Cesare’ın işini bitirmek için olmazsa olmaz bir öge olmadığını da belirtelim. Yani oyunu bütün kuleleri yok etmeden de bitirebilirsiniz, ancak bu durumda çok daha zorlu bir oyuna kendinizi hazırlayın, çünkü sokaklarda kalabalık asker grupları gezinecek ve siz muhtemelen düşük donanımlara sahip bir Ezio’yu kontrol edeceksiniz.
Açık dünyalı oyun fanlarının da tahmin ettiği gibi Brotherhood’ta ana senaryodan bağımsız birçok görev ve yapacak iş bulunuyor. Hazine sandıklarının peşinde saatler harcayacağınız gibi, bir takım suikast antlaşmaları yapabilir, çeşitli loncalar için bazı görevler gerçekleştirebilir ya da onlarla olan ilişki düzeyinizi geliştirmeye çalışabilirsiniz. En olmadı çevrenizdeki bir takım yüksek binalara tırmanarak Roma manzarasının tadını çıkarın.
Leonardo da Vinci’de oyunda bir kez daha Ezio’nun en büyük yardımcılarından biri olarak yer alıyor ve yine ona bir takım silahlar temin ediyor. Bunun yanında Da Vinci’nin Cesare için savaş makinaları üretmek zorunda bırakıldığını öğreniyorsunuz. Silah planlarını yok etmek ve prototipleri ortadan kaldırmak ise size kalmış, ancak oyunda bu silahları kullandığımız zevkli bölümler de oyuna ilave edilmiş durumda. Örneğin bir at arabasının arkasında giderken makineli tüfek kullanarak sizi takip eden düşmanlarınızın işini bitiriyor, top güllesi atabilen bir botu kullanıyor ve uçuş makinesi ile yerdeki düşman noktalarını bombalıyorsunuz.
Dürüst olmak gerekirse Brotherhood’ta eksik olan bir şeyler var. Oyun yine bizlere mükemmel bir oynanış sunuyor, fakat görevlerin büyük bir kısmı Assassin’s Creed II’de yaptıklarımızı andırıyor. Örneğin Ezio hala sinir bozucu takip işleriyle uğraşıyor. Bu bakımdan Brotherhood için kullanılan Assassin’s Creed 2.5 söylemi sanırız pek yanlış olmasa gerek.
Suikastçı Kardeşliği
Buna karşın yapımcıların hiç bir şey çabalamadan durduklarını söylemek de yanlış olur. Oyunu farklı kılmak için üç büyük değişiklik göze çarpıyor. Assassin’s Guild sistemi sayesinde uygun tuşa basarak çağırabildiğiniz suikastçı dostlarınız oyuna dahil edilmiş. Her Borgia kulesini yok ettikten sonra bir assassins aprentice slotu açılıyor ve bu sayede Ezio sıradan bir Roma vatandaşını bir suikastçı olarak emrine alıyor. Bulunduğunuz yere ve suikastçınızın leveline bağlı olarak saldırı türleri de değişiyor. Bazen çatıların tepesinden atlayarak gelip düşmanın işini bitirdikten sonra gidiyor, bazense hiç ortaya çıkmadan düşmanınızı oklayarak yolunuzdan kaldırıyor. Ancak suikastçıları her canınız istediğinde kullanamıyorsunuz, bunun için birkaç dakika beklemeniz gerekiyor.
Suikastçılar savaştıkça deneyim kazanıyorlar, ancak dilerseniz onları Avrupa dolaylarına bir takım görevleri gerçekleştirmeleri için de yollayabilirsiniz. Bu görevlerin zorluğu arttıkça, daha fazla deneyim puanı ve para getirisi oluyor. Bu yüzden oyuncular suikastçıların levelleri daha hızlı artsın diye onları tamamlamaları daha zor görevlere atayarak bir nevi kumar oynayabilirler. Tamamlanması beş, on dakika süren bu görevlerin ara yüzünün kullanımı ise oldukça kolay. Karakterinizin her level artışında hem silah, hem de zırh yönünden onu geliştirebiliyorsunuz ve suikastçıların seviyeleri arttıkça, örneğin duman bombası kullanmak gibi daha fazla gelişmiş seçeneğe sahip oluyorlar. Bu arada bir dipnot verelim, suikastçınız ölebilir, fakat bu durumla oyunda pek fazla karşılaşmıyorsunuz.
Oyuna yardımcı suikastçıların eklenmesinin nedeni Ezio’yu bir lider konumuna yükseltmek olsa gerek. Brotherhood’da bu bağlamda savaşların yapısının değiştiğini görebiliyoruz. Yardımcı suikastçılar oyunu bizler için daha da kolay bir hale getiriyorlar. Buna rağmen bu sistemin seride tamamen yeni bir mekanik olduğunu söyleyemeyiz. Ezio zaten bir takım hırsızları, paralı askerleri ve hayat kadınlarını düşmanlarının dikkatini dağıtmak ya da öldürtmek için kullanabiliyordu. Suikastçı sistemi ise yalnızca bu konseptin biraz daha geliştirilmesinden ibaret.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Brotherhood’u olağandan daha kolay bir oyun haline getiren tek yenilik emrimiz altındaki suikastçılar değil. Oyunda crossbow (yaylı tüfek) kullanmamız her ne kadar eğlenceli olsa da, bu silah sayesinde artık çatılarda dolaşırken askerleri kollamak zorunda değilsiniz. Önceden çatıda gördüğümüz bir askerin ardından gizlice yaklaşarak işini bitirir ya da çatı saçaklarından ilerleyerek onu aşağı atardık. Şimdiyse tek yapmanız gereken, yayınızı düşmanınıza çevirmek ve onu vurmak. Hepsi bu, hiçbir telaş ya da herhangi bir yetenek gösterisine gerek yok. Bu arada ölü askerlerin üzerinden önceki oyuna oranla daha çok materyal çıktığını da belirtelim. Duman bombaları, oklar, zehirler, medicineler ve dahası eminim işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.
Serinin önceki oyunlarında olduğu gibi Brotherhood da bizlere oldukça eğlenceli bir dövüş mekaniği sunuyor. Düşman saldırılarından kaçınma ve karşı ataklarımız dışında, yeni oyunda Ezio artık gardını almış düşmanlarını tekmeleyerek, rakibinde saldırmak için açıklar yaratıyor. Ayrıca aradan geçen zaman içerisinde Ezio’nun yeni öldürme animasyonları kazandığını da söyleyebiliriz. Bunlar öncekilere göre daha zalimce ve tatmin edici. Oyunun sizlere sunduğu bu çeşitli türden animasyonları seyrederken usanmayacağınızı size garanti ediyoruz. Dövüş sisteminde yine bir takım hatalar mevcut. Örneğin hala düşmana odaklanma sistemi dövüş anında size bir takım sıkıntılar çıkarıyor ya da düşmanlarınız hala size saldırmakta kararsız bir tutum sergiliyorlar, ayrıca bir takım buglarla da karşılaşabiliyorsunuz, ancak bunlara rağmen dövüşler yine de eğlenceli.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ezio’nun Brotherhood’ta ata binme yeteneğini de bir hayli geliştirdiğini gözlemliyoruz. Şehrin hemen her yerinde ata binmesini ve istediği an bulunduğu yere at çağırabilmesinin dışında, artık Ezio düşmanını öldürmek için diğer ata zıplayabiliyor, atın üstünde ayakta durarak onu bir yerlere tırmanabilmek için bir platform niyetine kullanabiliyor. Bu güzel bir eklenti, fakat şahsen oyunda pek kullandığımı söyleyemeyeceğim, klasik yolları kullanmak bana daha kolay geldi.
Roma dinamik ve ilginç bir şehir olmasının yanında yaptığınız çoğu eylemin Ezio’ya bir takım yansımaları da oluyor. Örneğin birilerini öldürürseniz bu, oyunda kötü bir şöhrete kavuşmanıza neden oluyor ve askerler size karşı daha dikkatli olmaya başlıyorlar. Bu ilgiyi azaltmak için çevredeki posterlerinizi yırtabilir, askerlere rüşvet verebilir ya da şahitleri ortadan kaldırabilirsiniz. Aklınızda bulunsun, daima kalabalığa karışarak ya da bir banka oturarak dikkatlerden uzaklaşabilirsiniz. Bu elementler oyunu tamamlayıcı bir görev üstlenseler de, önceki oyunu oynayanlar için bunlar bir tekrardan öteye geçemiyor.
Yapımcılar oyunu tekrar oynanabilir hale getirmek için “full synchronisation” yapısını oyuna dahil etmişler. Bu sistemde sizden görevlerinizin yanında bir takım ekstra isteklerde de bulunuluyor. Bunlar süre ya da dövüş ile ilgili istekler. Örneğin size görevi on dakikada tamamlamanız söyleniyor; dövüşlerinizle ilgili istekler ise yaralanmadan görevi tamamlamak veya yalnızca hedefinizi öldürmeniz gibi şeyler oluyor. Şayet görevinizi gerçekleştirirken sizden istenen bu ilave içerikleri göz ardı ederseniz o görevi %100 senkronizasyon ile gerçekleştiremiyorsunuz ve bunun için görevi tekrar oynamanız gerekiyor, tabi isterseniz.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Brotherhood’un en büyük yeniliği ise şüphe yok ki, oyunun multiplayer modları. Burada yatan temel fikir size verilen hedefin yerini saptamak ve onun işini bitirmek, bu arada sizin işinizi bitirmeye çalışan diğer oyunculara karşı da gözünüzü dört açmanız. Hedefinizi takip etmekte radarınız size yardım ediyor, fakat oyundaki mekanlarda yapay zeka karakterleri oldukça yoğun bulunuyor, bu yüzden hedefinizin kalabalığa karışarak gözden kaybolması da olası. Multiplayerdaki özel yeteneklerden biri karakterinizi çevredeki bütün insanların benzetebiliyor olmanız, diğeri ise karakter modelinizi tamamen değiştirebilmeniz. Oyunda dört multiplayer modu bulunuyor. Bu modlardan bazılarında gruplara ayrılarak mücadele ederken, diğer modlarda herkes tek başına hayatta kalmaya çalışıyor. Bu arada oyunda ranking sisteminin de kullanıldığı hatırlatalım. Yani multiplayerda ilerledikçe sahip olduğunuz yetenekler daha da artıyor ve bu da size yeni taktikler geliştirmenizde bir hayli yardımcı oluyor.
Sonuç
Brotherhood iyi bir oyun ama mükemmel değil. Oyun Assassin’s Creed II fanları için hazırlanmış, onun devamı niteliğinde bir hikayeye sahip, onun grafikleri üzerine kurulmuş bir oyun. Elbette ki bir takım görsel gelişmeler de mevcut. Örneğin karakter modellemeleri daha bir gerçekçi görünüme kavuşturulmuş, tabi ilave dövüş animasyonlarını ve göz alıcı Roma şehrini de unutmamak gerekli. Ancak ikinci oyunu bitiren oyun severler muhtemelen Brotherhood’tan bir takım farklılıklar bekliyordu, fakat oyunun sunduğu farklılıklar oyuncuları tatmin etmeye yetmiyor, şahsen benim üzerimde böyle bir etki yaratamadı, tabi bu durum oyunun kaliteli olduğu gerçeğini gölgelemeyi başaramıyor. Yirmi saati aşkın single player oynanışı ve multiplayer modları sayesinde Brotherhood sizi günlerce oyalamayı başaracaktır.
GENEL PUAN: 8.5
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ezio’nun Dönüşü
Yeni bir tarihsel devir yerine, Brotherhood ikinci oyunun bittiği noktadan başlıyor. Oyunda bu sefer maceramızın büyük bir bölümünü Roma şehrinde yaşıyoruz, zaten yapımcılar da oyun yayınlanmadan haftalar önce Roma şehrinin tanıtımını yapmaya başlamışlardı. Brotherhood’ta da tıpkı önceki iki oyunda olduğu gibi serinin asıl karakteri olan Desmond’ı yöneteceğimiz bölümler de bulunuyor. Bu sefer Desmond’la daha aktif bir rol üstlensek de, büyük ölçüde oyun Rönesans Roması’nda geçiyor.
Broterhood’un ikinci oyunun kaldığı yerden devam ettiğini söylemiştik. Geçen oyunun sonunda Vatikan’da Rodrigo Borgia ile yüzleştikten sonra, bu oyunda Monteriggioni’ye geri dönüyorsunuz. Bu yolculuk seriye yabancı kişiler için bir eğitim bölümü niteliğinde hazırlanmış ve amcanızı takip ederek duvarlara çıkıyor, bir takım platformlara tırmanıyor, kısaca Ezio’nun çevikliği ile tanıştırılıyorsunuz. Kasabanıza döndükten sonra birkaç eğitim görevi daha yapıyorsunuz ve Rodrigo Borgia’nın oğlu Cesare Borgia’nın kasabanıza saldırmasıyla nihayet gerçek anlamda oyuna da başlamış oluyorsunuz.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bu arada oyuna ilk başladığınızda Ezio’nun tam donanımlı ve zengin bir halde karşınıza çıktığını da hatırlatalım, fakat bu saldırının ardından her şeyinizi kaybediyorsunuz ve oyuna sıfır mal varlığı ve donanım ile başlıyorsunuz. Sanırım bütün oyun kahramanlarının kaderi bu. Örneğin hatırlarsanız Kratos da genelde God of War oyunlarında bütün güçlere sahip olarak başlar, ancak fazla bir süre geçmeden tüm güçlerini yitirirdi.
Bu saldırının ardından tüm her şeyini ve bazı sevenlerini yitiren Ezio bu kez Cesare’dan intikam almak için Roma’ya gelir. Oyunda Roma 12 bölgeye ayrılmış ve her bir bölge Borgia kuleleri tarafından gözlemleniyor. Bu kuleler, o bölgelerin Borgia’nın kontrolünde olduğunu gösteriyor. Bölgedeki kule yıkılmadığı sürece birçok asker ortalıkta dolaşıyor, çevredeki dükkanlar kapalı bir şekilde duruyor ve halk baskı içerisinde bir yaşam sürüyor. Kulenin komutanına suikast düzenleyip, ardından kuleyi tepeden tırnağa ateşe verdikten sonraysa kapalı olan dükkanların açıldığını fark ediyorsunuz. Ezio çevredeki demirci, banka, ahır ve daha birçok dükkanı yenileyerek gelirini arttırıyor. Benzer bir sistem hatırlarsanız geçen oyunda Monterriggioni üzerinden uygulanmıştı. Oyunda ne kadar dükkan açarsanız Ezio için o kadar kullanılabilir item ve yan gelir mevcut oluyor. Örneğin birçok terzi dükkanına sahip olursanız bıçak taşımak için daha fazla keseye ve başka itemlere sahip olabiliyorsunuz. Benzer şekilde daha çok bankaya sahip oldukça Ezio hesabında daha çok para biriktirebiliyor.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Yeri gelmişken Borgia kulelerinin oyunda önemli bir rolü olduğunu, ancak Cesare’ın işini bitirmek için olmazsa olmaz bir öge olmadığını da belirtelim. Yani oyunu bütün kuleleri yok etmeden de bitirebilirsiniz, ancak bu durumda çok daha zorlu bir oyuna kendinizi hazırlayın, çünkü sokaklarda kalabalık asker grupları gezinecek ve siz muhtemelen düşük donanımlara sahip bir Ezio’yu kontrol edeceksiniz.
Açık dünyalı oyun fanlarının da tahmin ettiği gibi Brotherhood’ta ana senaryodan bağımsız birçok görev ve yapacak iş bulunuyor. Hazine sandıklarının peşinde saatler harcayacağınız gibi, bir takım suikast antlaşmaları yapabilir, çeşitli loncalar için bazı görevler gerçekleştirebilir ya da onlarla olan ilişki düzeyinizi geliştirmeye çalışabilirsiniz. En olmadı çevrenizdeki bir takım yüksek binalara tırmanarak Roma manzarasının tadını çıkarın.
Leonardo da Vinci’de oyunda bir kez daha Ezio’nun en büyük yardımcılarından biri olarak yer alıyor ve yine ona bir takım silahlar temin ediyor. Bunun yanında Da Vinci’nin Cesare için savaş makinaları üretmek zorunda bırakıldığını öğreniyorsunuz. Silah planlarını yok etmek ve prototipleri ortadan kaldırmak ise size kalmış, ancak oyunda bu silahları kullandığımız zevkli bölümler de oyuna ilave edilmiş durumda. Örneğin bir at arabasının arkasında giderken makineli tüfek kullanarak sizi takip eden düşmanlarınızın işini bitiriyor, top güllesi atabilen bir botu kullanıyor ve uçuş makinesi ile yerdeki düşman noktalarını bombalıyorsunuz.
Dürüst olmak gerekirse Brotherhood’ta eksik olan bir şeyler var. Oyun yine bizlere mükemmel bir oynanış sunuyor, fakat görevlerin büyük bir kısmı Assassin’s Creed II’de yaptıklarımızı andırıyor. Örneğin Ezio hala sinir bozucu takip işleriyle uğraşıyor. Bu bakımdan Brotherhood için kullanılan Assassin’s Creed 2.5 söylemi sanırız pek yanlış olmasa gerek.
Suikastçı Kardeşliği
Buna karşın yapımcıların hiç bir şey çabalamadan durduklarını söylemek de yanlış olur. Oyunu farklı kılmak için üç büyük değişiklik göze çarpıyor. Assassin’s Guild sistemi sayesinde uygun tuşa basarak çağırabildiğiniz suikastçı dostlarınız oyuna dahil edilmiş. Her Borgia kulesini yok ettikten sonra bir assassins aprentice slotu açılıyor ve bu sayede Ezio sıradan bir Roma vatandaşını bir suikastçı olarak emrine alıyor. Bulunduğunuz yere ve suikastçınızın leveline bağlı olarak saldırı türleri de değişiyor. Bazen çatıların tepesinden atlayarak gelip düşmanın işini bitirdikten sonra gidiyor, bazense hiç ortaya çıkmadan düşmanınızı oklayarak yolunuzdan kaldırıyor. Ancak suikastçıları her canınız istediğinde kullanamıyorsunuz, bunun için birkaç dakika beklemeniz gerekiyor.
Suikastçılar savaştıkça deneyim kazanıyorlar, ancak dilerseniz onları Avrupa dolaylarına bir takım görevleri gerçekleştirmeleri için de yollayabilirsiniz. Bu görevlerin zorluğu arttıkça, daha fazla deneyim puanı ve para getirisi oluyor. Bu yüzden oyuncular suikastçıların levelleri daha hızlı artsın diye onları tamamlamaları daha zor görevlere atayarak bir nevi kumar oynayabilirler. Tamamlanması beş, on dakika süren bu görevlerin ara yüzünün kullanımı ise oldukça kolay. Karakterinizin her level artışında hem silah, hem de zırh yönünden onu geliştirebiliyorsunuz ve suikastçıların seviyeleri arttıkça, örneğin duman bombası kullanmak gibi daha fazla gelişmiş seçeneğe sahip oluyorlar. Bu arada bir dipnot verelim, suikastçınız ölebilir, fakat bu durumla oyunda pek fazla karşılaşmıyorsunuz.
Oyuna yardımcı suikastçıların eklenmesinin nedeni Ezio’yu bir lider konumuna yükseltmek olsa gerek. Brotherhood’da bu bağlamda savaşların yapısının değiştiğini görebiliyoruz. Yardımcı suikastçılar oyunu bizler için daha da kolay bir hale getiriyorlar. Buna rağmen bu sistemin seride tamamen yeni bir mekanik olduğunu söyleyemeyiz. Ezio zaten bir takım hırsızları, paralı askerleri ve hayat kadınlarını düşmanlarının dikkatini dağıtmak ya da öldürtmek için kullanabiliyordu. Suikastçı sistemi ise yalnızca bu konseptin biraz daha geliştirilmesinden ibaret.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Brotherhood’u olağandan daha kolay bir oyun haline getiren tek yenilik emrimiz altındaki suikastçılar değil. Oyunda crossbow (yaylı tüfek) kullanmamız her ne kadar eğlenceli olsa da, bu silah sayesinde artık çatılarda dolaşırken askerleri kollamak zorunda değilsiniz. Önceden çatıda gördüğümüz bir askerin ardından gizlice yaklaşarak işini bitirir ya da çatı saçaklarından ilerleyerek onu aşağı atardık. Şimdiyse tek yapmanız gereken, yayınızı düşmanınıza çevirmek ve onu vurmak. Hepsi bu, hiçbir telaş ya da herhangi bir yetenek gösterisine gerek yok. Bu arada ölü askerlerin üzerinden önceki oyuna oranla daha çok materyal çıktığını da belirtelim. Duman bombaları, oklar, zehirler, medicineler ve dahası eminim işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.
Serinin önceki oyunlarında olduğu gibi Brotherhood da bizlere oldukça eğlenceli bir dövüş mekaniği sunuyor. Düşman saldırılarından kaçınma ve karşı ataklarımız dışında, yeni oyunda Ezio artık gardını almış düşmanlarını tekmeleyerek, rakibinde saldırmak için açıklar yaratıyor. Ayrıca aradan geçen zaman içerisinde Ezio’nun yeni öldürme animasyonları kazandığını da söyleyebiliriz. Bunlar öncekilere göre daha zalimce ve tatmin edici. Oyunun sizlere sunduğu bu çeşitli türden animasyonları seyrederken usanmayacağınızı size garanti ediyoruz. Dövüş sisteminde yine bir takım hatalar mevcut. Örneğin hala düşmana odaklanma sistemi dövüş anında size bir takım sıkıntılar çıkarıyor ya da düşmanlarınız hala size saldırmakta kararsız bir tutum sergiliyorlar, ayrıca bir takım buglarla da karşılaşabiliyorsunuz, ancak bunlara rağmen dövüşler yine de eğlenceli.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ezio’nun Brotherhood’ta ata binme yeteneğini de bir hayli geliştirdiğini gözlemliyoruz. Şehrin hemen her yerinde ata binmesini ve istediği an bulunduğu yere at çağırabilmesinin dışında, artık Ezio düşmanını öldürmek için diğer ata zıplayabiliyor, atın üstünde ayakta durarak onu bir yerlere tırmanabilmek için bir platform niyetine kullanabiliyor. Bu güzel bir eklenti, fakat şahsen oyunda pek kullandığımı söyleyemeyeceğim, klasik yolları kullanmak bana daha kolay geldi.
Roma dinamik ve ilginç bir şehir olmasının yanında yaptığınız çoğu eylemin Ezio’ya bir takım yansımaları da oluyor. Örneğin birilerini öldürürseniz bu, oyunda kötü bir şöhrete kavuşmanıza neden oluyor ve askerler size karşı daha dikkatli olmaya başlıyorlar. Bu ilgiyi azaltmak için çevredeki posterlerinizi yırtabilir, askerlere rüşvet verebilir ya da şahitleri ortadan kaldırabilirsiniz. Aklınızda bulunsun, daima kalabalığa karışarak ya da bir banka oturarak dikkatlerden uzaklaşabilirsiniz. Bu elementler oyunu tamamlayıcı bir görev üstlenseler de, önceki oyunu oynayanlar için bunlar bir tekrardan öteye geçemiyor.
Yapımcılar oyunu tekrar oynanabilir hale getirmek için “full synchronisation” yapısını oyuna dahil etmişler. Bu sistemde sizden görevlerinizin yanında bir takım ekstra isteklerde de bulunuluyor. Bunlar süre ya da dövüş ile ilgili istekler. Örneğin size görevi on dakikada tamamlamanız söyleniyor; dövüşlerinizle ilgili istekler ise yaralanmadan görevi tamamlamak veya yalnızca hedefinizi öldürmeniz gibi şeyler oluyor. Şayet görevinizi gerçekleştirirken sizden istenen bu ilave içerikleri göz ardı ederseniz o görevi %100 senkronizasyon ile gerçekleştiremiyorsunuz ve bunun için görevi tekrar oynamanız gerekiyor, tabi isterseniz.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Brotherhood’un en büyük yeniliği ise şüphe yok ki, oyunun multiplayer modları. Burada yatan temel fikir size verilen hedefin yerini saptamak ve onun işini bitirmek, bu arada sizin işinizi bitirmeye çalışan diğer oyunculara karşı da gözünüzü dört açmanız. Hedefinizi takip etmekte radarınız size yardım ediyor, fakat oyundaki mekanlarda yapay zeka karakterleri oldukça yoğun bulunuyor, bu yüzden hedefinizin kalabalığa karışarak gözden kaybolması da olası. Multiplayerdaki özel yeteneklerden biri karakterinizi çevredeki bütün insanların benzetebiliyor olmanız, diğeri ise karakter modelinizi tamamen değiştirebilmeniz. Oyunda dört multiplayer modu bulunuyor. Bu modlardan bazılarında gruplara ayrılarak mücadele ederken, diğer modlarda herkes tek başına hayatta kalmaya çalışıyor. Bu arada oyunda ranking sisteminin de kullanıldığı hatırlatalım. Yani multiplayerda ilerledikçe sahip olduğunuz yetenekler daha da artıyor ve bu da size yeni taktikler geliştirmenizde bir hayli yardımcı oluyor.
Sonuç
Brotherhood iyi bir oyun ama mükemmel değil. Oyun Assassin’s Creed II fanları için hazırlanmış, onun devamı niteliğinde bir hikayeye sahip, onun grafikleri üzerine kurulmuş bir oyun. Elbette ki bir takım görsel gelişmeler de mevcut. Örneğin karakter modellemeleri daha bir gerçekçi görünüme kavuşturulmuş, tabi ilave dövüş animasyonlarını ve göz alıcı Roma şehrini de unutmamak gerekli. Ancak ikinci oyunu bitiren oyun severler muhtemelen Brotherhood’tan bir takım farklılıklar bekliyordu, fakat oyunun sunduğu farklılıklar oyuncuları tatmin etmeye yetmiyor, şahsen benim üzerimde böyle bir etki yaratamadı, tabi bu durum oyunun kaliteli olduğu gerçeğini gölgelemeyi başaramıyor. Yirmi saati aşkın single player oynanışı ve multiplayer modları sayesinde Brotherhood sizi günlerce oyalamayı başaracaktır.
GENEL PUAN: 8.5